Nejad Devrim’in Sanat Yaşamı ve Kısaca Eserleri

Nejad Devrim(1923-1995)

Sanatçı bir aileden gelen Nejad Devrim, Güzel Sanatlar Akademisi’nde, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Zeki Kocamemi, Nurullah Berk ve Leopold Levy’nin öğrencisi olur. Burada, sanatın akademik kurallarına saygılı bir biçimde çalışmalarını sürdürür ancak bireysel yaratıcılığının ve ruhunun peşinde arayışlarına devam eder. Öğrenciliği sırasında “Yeniler Grubu”nun kuruluşuna katılan Nejad Devrim; Bizans, Türk ve İslam Sanatlarını yoğun olarak inceler. Önceleri figüratif çalışarak, 1940’lar boyunca canlı renklerle doğa görünümleri, iç mekân resimleri yapar ancak incelemekte olduğu Bizans mozaikleri, İslam hat ve minyatürlerinden aldığı soyut tat, sanatçıyı lirik-soyut tarza yöneltir. 1946’da Fransa’ya giderek, 22 yıl boyunca kalacağı Paris’te, sanat ortamıyla ilişkiye geçer ve ilk sergisini 24 yaşındayken Galerie Allard’da açar. Sanatçı, bu şehirdeki ilk çalışmalarından itibaren, soyutlamanın sınırlarını zorlamaya; hat sanatı ve eski Türk sanatlarından yararlanarak kendine özgü bir üslup çıkarmaya yönelir.
Canlı renklerin ve kaligrafinin hakim olduğu bu yapıtlarda akademinin ve katedral vitraylarından aldığı esinin de etkisi vardır. 1960’lara kadar olan dönemde sanatçının yapıtlarını; Bizans ve kaligrafi, Paris ekolü renkçiliği ve siyah-beyaz ağırlıklı üç farklı tarzda gruplamak mümkündür. Nejad Devrim, TabloParis Okulu’nun 1954-62 arasındaki sergilerine aralıksız katılarak, kendi iç dünyasını renk ve ışık aracılığıyla, özgün bir anlatımla yansıtır. Sanatçının kaligrafik yapıdaki resimlerine baktığımızda, İslam hat sanatının özellikle karalama ve meşk türüne yaklaşan, hareketli, okunamayan biçimlerin kompozisyonun bütününde kaligrafik etkiyi ve anlatımı uyandırdığını söyleyenebilir. Devrim, 1960’dan itibaren giderek çizgiden uzaklaşır; yumuşamış, lirik, soyut, lekeci üslupta çalışır. 1980’lere değin kimi resimlerinde, kaligrafik imge ve öğeler zaman zaman tekrar yer bulur.
Hareketli, coşkulu, karmaşık, çok yönlü ve değişken yapıtlar yapan Nejad Devrim, kendi soyutlamacı eğilimiyle uyumlu biçimde, Doğu sanatı ve anlatım biçimleriyle ilgilenerek; İslam kaligrafisinden, kendi özgün üslubunu, kişisel anlatım biçimini oluşturmada başarıyla yararlanır.
Kaynak:  Sezer Tansuğ, Beş Gerçekçi Türk Ressamı, Gelişim Yayınları, İstanbul, s.65.
Hazırlayan
Nazlı ŞAHİN